Mithat Terje Quotes

Mithat Terje Quotes

Bazı hisler, sessiz çığlıklar atar ve sadece biz duyarız, çıktıkları yerde hissederiz ve orada kalmalarını dileriz. Çünkü biliriz, bizi ve sevdiğimiz her şeyi yok edecek kadar güçlüdürler ve artlarında dumanı tüten ateşleriyle, diğerleri için bizden kanlı canlı birer ibret bırakırlar ge

Kendini insan sarrafı sanarak yaşayanlar içindi akıttığım gözyaşlarından biri de. Daha niceleri, söz konusu kendi iyiliği, rahatı olduğunda kimse göründüğü kadar saf değildi.

İçindeki çocuğu öldüremiyorsan, önce onun masumiyetini öldür. İhanetini, seni terkederek ödetir sana. Artık bir yetişkinsindir ve uluyan yeryüzü kurtlarıyla mücadele etmeye hazırsın demektir.

İnsanın laneti her şeyi basitleştirmeye çalışmasıdır. İnsan her haliyle komplike bir yaratıktır derdin bana. Basit yaşamaya çalıştıkça acı çeker insan. Acıyı kabullenmedikçe küçülür, algılarının kendi üzerine basmasına izin verir.

Hayatımızdaki bazı insanların zamanı yoktur. Öyle parıltılı anlar yaşanmıştır ki, bağ, Yıldız tozlarından türeyen bir göbek kordonundan farksız olur. Zaman basitçe, Tanrı’ya bırakılan bir bahşişe dönüşür.

Beklemediğim bir anda yeniden bana sarıldı. Hiç ummadığımız insanların, hislerimize bir yenisini ekleyebilecek gücü başından beri içlerinde barındırdıklarını, belki de insan olmayı böylesine göz alıcı yapan şeyin bu olduğunu anladığım an’dı.

Kusurlarını yerden topla ve sıkı sıkı avucunda tut ki kimse sana onlarla saldıramasın. Kusurlar seni devirecek olan mermilerdir. Sana özel bir anahtar gibi, benzersizlerdir. Önemli olan diğerlerinin senin kusurlarından haberdar olması değil, onları sana karşı kullanmalarına izin verip vermeyeceğindir.

Kabuslar tek kişiliktir. Bu yüzden senin kabusundur. Uyanır uyanmaz anne sana kabusumuzu anlatalım diyen iki kardeş gördün mü hiç?

Normal doğmuş, normal olmuş, ya da rol yapmayı öğrenmiş. Üçünden biri, ki birazcık farklı olan herkes bir ‘ucube’ydi. Oysa sadece sıradandı. Pilavın içinde sessizce oturan pirinç tanesi. Ödülünün mideye indirilmek olmasını dilerdim böylelerinin.

Dokunuşuyla ve sıcağıyla, insanı kavrayışıyla… Bıçak sırtı bir erkekti karşımdaki. İnsanı baştan çıkaran, tınısı kulakları çınlatan sesiyle, bu günahın iğvasına hiç düşünmeden atlayabileceğim kadar tehlikeli bir güzellik…

Büyüdüğünde ne olacaksın dediklerinde ya onun gibi, ya da onun olacağıma inanırdım, ama o günü beklemek öyle korkunç bir düşünceydi ki sonunda çocuk kalbim minik aklımı yenecek bir çözümle çıkageldi. Beni sevebilirdi, evet, onun gibi olmak için beklemek zorunda değildim. Beni severse, ona eşdeğ

Günün sonunda kimin altına yattığın değil, yalnız yatağa girdiğinde kimin orada olmasını dilediğindir aşk dediğin şey.

Benim rızam olmadan benden gidemezsin.

Enerjisiyle, kahkahasıyla, içindeki yaşamlar ve gördükleri, bildikleriyle… Anlattıklarıyla, tek bir kelimesiyle insanı kendine çeken, daha fazla keşfetme isteği uyandırırken derin dalgalarla çarpan masumane bir şeytan tüyünün ta kendisiydi.

Kontrolsüzdüm. Kelimeleri telaffuz edişimden bile anlaşılıyordu kırgınlığım. Habersiz gidişine duyduğum dindirilemez öfke yeniden baş gösteriyordu. Hesap sormak için değil, beni öldürmesi için gelmiş gibiydim.

Biz erkekler, kalbimizi hızlandıran kadınların peşinden koşarız,
ta ki kalp atışlarımızı durduracak olanla karşılaşana
kadar. Sonrası yokuş aşağıdır, ne geri ne de ileri gidebiliriz.
Sadece düşeriz.

Sıfır noktasıdır orası. Ne geri, ne de ileri gider. Bir kadının yüreğidir. Alevden erkekler ve barut kokulu öpücüklerle dolu, ölü rahiplerin cirit attığı gürültülü ve ağma bir bahçedir.

Birisi üzerinize, sahibi olduğunuzu düşündüğünüz şeyin sizden önceki sahipliğini serpiştirdiği anda, belki de o şey sizin olmaktan çıkıyordu. Sevgilinin eskisiyle karşılaşmak bu yüzden kötüydü.

Karşınızdakine katlanabilmek için onunla ilgili bazı şeyleri görmezden gelerek yaşamaktan
başka çareniz yoktur. Tıpkı öpüşen iki kişinin buna devam edebilmek için o sırada on milyon ila bir milyar arası bakteriyi değiştiklerini bilmemeleri, ya da biliyorlarsa bunu görmezden gelmeleri gibi.

Eğer bir gülümseme, onun yüzünde meydana gelen küçük bir değişiklikle başlıyor ve sonra tüm yüzüne yayılıyorsa… Ama yavaş yavaş… Suya taş atarsın hani, o taşın oluşturduğu halka büyür de yayılır ya… İşte onun gibi yayılıyorsa gülümsemesi, o da s

Kötü sonlar karşısında gözlerimizi kapamaya alışmıştık. Oysa şimdi perde de bizdik, izleyici de…

Üzüm üzüme baka baka kararır mı? Yoksa kendi gibi olan diğer üzümlere bakmak yerine tutup da kara üzüme bakan bir üzüm, zaten teorik olarak kara mıdır?

Belki kadınların asıl istediği buydu. Belki de erkeklerin güçlü pozisyonda olması, bizi incitebilecek kadar avantajlı olmaları, ama incitmemeyi tercih etmeleriydi tahrik edici olan.

Ne zaman kadın olduğunu sen bileceksin. O anı fark edeceksin. Ama bana sorarsan, kalbinin kırıldığı anlardan birinde oluyor bu. Daha önce varlığını bile bilmediğin yerinden kırılan kalbine, kırıktan giren ışık önce seni zehirleyecek, sonra felç edecek. Gözlerini kapatacaksın.

Bir ilk buluşmada kadın rahatça yemek yiyorsa, o erkeği çoktan elemiştir kafasında.

Bir kadın olarak değil, kadın olmaya çalışırken sadece utandırılan bir hastaya dönüşeceksin ve iyileşmemek için dua edeceksin. Çünkü iyileştiğinde bütün bunların yeniden başladığını sanacaksın.

Aşk, hayranlığın vektörel çizimi... Deli bir yönelim. Kanı tersine akıtan o ani ve meçhul kalp atışlarının eşsiz dizeleri.

Kendime söz veriyorum. Benim kızımı hayatındaki erkekler tanımlamayacak. Demeyecek ki: 'Peki hiçbir erkeğin kalbi durmazsa benim yüzümden?' Ona şunu sormayı öğreteceğim: 'Hangi erkeğin kalbi benim için durmaya layık?

Kulaklarla duyulmaz bir kadının
çığlıkları, öğreneceğim. Bir kadını ancak onu öyle üzdükten
sonra, yok olmanın huzurunda kıvranan bir erkeğin yüreği duyabilir.

İki tip çocuk vardı: Biri sonuna kadar gözyaşlarına boğulmayı tercih eder, ama tabağındaki pırasayı yemeye mahkum olur. Diğeri ise ne yapacağını biliyordur. Küçük, anlaşılmayacak bir samimiyete indirgenmiş ani bir kusma refleksi ve patates kızartması beş dakika içinde hazır olur. Elveda pırasa.

-Neden adam onun kalbini yemiş?
-Çünkü bazı erkekler canavardır.
-Kadın neden onu seviyor?
-Çünkü bazı kadınlar canavarlardan hoşlanır.
-Ben de mi?
-Bilmem. Sen de mi?
-Ben normal canavarlardan hoşlanacağım
-Büyük konuşma, seni de göreceğim.

Share Page

Mithat Terje Wiki

Mithat Terje At Amazon